İlk Gün / İzmirden Başlangıç

  Deli gibi bisikletle seyahat aşkıyla kamp kurup yol yapmak istedik. Aklımızda sadece kamplı bisikletli uzun yollar vardı. Nerden nereye olduğu hakkında en ufak fikrimiz yoktu. Günlerce, kilometrelerce yol gidecektik. Madem böyle olacak ve az para harcama gayesinde olacağız, bu kilometreleri yurt dışında yapalım dedik. Bazılarımızın pasaportu var, bazılarımızın yoktu. Bizde yurt içine döndük ve ege kıyılarından yola koyulalım istedik. Kabaca 3 arkadaş koyulacaktık yola. Çocukluktan beri dostum Orçun ve üniversiteden arkadaşım Ali. Sonra Orçunun aramıza katılamayacağını öğrenip hevesimiz düşecekken Aliye ''Tüm bisiklet guruplarına yazsakmı?'' diye sordum. Alinin her zamanki tavrı ''Bana farketmez bro.'' diyince önüme gelen tüm gruplara kabataslak programı attım.

 Aslen rota İzmir-Alanya olacaktı. Ama dönüş talihsizliğimize sonra geleceğiz.
 Birçok gruptan birçok kişi döndü.Farklı noktalardan katılmak isteyenler oldu. Bizde bir nevi yolda katılımcıları toplaya toplaya gidecektik.
  Geleceği kesinleşen kişilerden Deniz ve Mehmet hocamla sabah 7 civarı yola koyulacakmış gibi anlaştık. Hesaplarımıza göre 10 günlük muhteşem bi tur bizi bekliyordu.
 Tabikide hesaba katmadığımız şeylerde vardı; Bunun hepimizin ilk uzun turu olması gibi!

Rotanın ilk hali

 Bir gece önceden herşeyini hazırlayıp ful doldurduğumuz bisikletleri sabah erkenden kalkıp ikişer kişi indirdik (Hayır neden çantaları sabitliyorsunki arkadaşım, doldur çantayı, indir bisikleti, at üstüne yallah... Tecrübe bunlar hep).

Bu fotoğrafı ayva göbeğe değil yüke bakın diye koydum
 Lütfen!

Tabi gideceğimiz yer bize epey yakındı. Deniz körfezin ta öbür tarafından gelecekken Mehmet hocamda aynı terslikte izmirin içlerinden gelecekti. Haliyle tam saatte buluşmamız yada hareket etmemiz mümkün olamayacaktı. Keza uzun yolculukların bir kuralı varsa oda hiçbirşeyin kesin plana uygun olmayacağıdır, bu yüzden kesin keskin planlar yapmamak hem moral, hem güç anlamında sizleri yormayacaktır. Sadece anın tadını yaşayın.

Tabikide moda girmişiz artık kimse bizi tutamaz modu

 Önce Deniz geldi konuştuğumuz yere sonra biraz Mehmet hocamızı bekledik ve Mehmet hocamız markasını bilmediğimiz demir, full mtb (çift amasörlü bisikletiyle) ufuktan görüldü. Bir tanışma faslı ve yola koyulduk.

  Bilmeyenleriniz olabilir demir olup ekstra hantal olmasının dışında (ağırlığın tadı yokuşta çıkar), çift amortisörlü bir bisiklet dağdan inmiyor ve şehir içi gezecekseniz pedala uyguladığınız kuvvetin büyük bir kısmını emecek ve gücünüzü tüketecektir. Siz her pedal basışınızda yaylanır ve gitmeniz gerekenden daha yavaş gider.
 Az çok bisiklete aşına olanlarda ''Arkadaş sanki sizinkide mtb (dağ bisikleti) gibi geldi bana'' diyebilir. Bizimkiler tek amortisörlü ve kilitlenebilir maşaydı. Maşayı kilitleyip  tekerleride incelerle değiştirince yola daha uygun bir mtbmiz oldu. Tabikide kadro açısına bir çözüm yok.
Hal böyle olunca mehmet hocam 2iz önden gidin ben hızınızı kesmiyim ben size yetişirim yetişemezsem de dönerim dedi; ama tabikide vazgeçtiğinden değil, sadece bizi kesmemek için. Bizde pedallamaya devam ettik.
 50. km de bir otobüs durağında dinlenip birşeyler atıştıralım istedik.

 E tabi evden yeni çıkmışız, nevaleler full. Hemen kan değerlerini yerine oturtmaya koyulmuşken Mehmet hocayı merak ettik. İnnanılmaz istekli ve azimli olduğundan her halukarda yol gider ama bir süre sonra yorulup geri döner diye düşünürken biz biraz sonra bir otobüs yanaştı. Oralara otobüs olma hayretini yaşarken ''Tısss'' kapılar açılır ve  orta kapıdan Mehmet hocanın gülümseyen yüzü bizi karşılar :) Biz de sevindik el salladık ve otobüs usulca kalktı ve Mehmet hocamızı bizden 20km nin üstünde bir hızla uzaklaştırdı.

 Toparlanıp yola devam etmek lazım. Spd pabuçlarımın kalleri iyi sıkılmamış olsa gerek birinin vidası düşüyor ve yeni bir tecrübe yanına mutlaka yedek vida al!
 Bir yandan sıcak bir yandanda ayakkabı sıkıntısı. Neyse biryerden sonra bir motor tamircisi bulduk ve bana bir vida ayarladık. Hayata dönüş (Spd-kilitlenebilir pedal normal pedala göre epey verim artışı sağlıyor).

Bir yandan sıcak iyice yakıyor ve duş bulup  altına koşma hayaliyle deniz kenarına dalıyoruz.
Vuala.... Cennet...

Litrelerce su terle seni terkederek bir yere kadar serin tutuyor. Zaten kolay kuruyabilen şeyler olduğundan forma tayt üstümüzde ne varsa duşa daldık. Coss...
 Ufak bir dinlencenin ardından yola koyulduğumuzda kiminle karşılaşalım Mehmet hocam bisiklette. Fıtı fıtı ilerliyor. Oda yemeğini yemiş denizine girmiş yola koyulmuş tekrar.
 yola devam. Sonra biz yine arayı açtık.
 Kuşadasına giden o yokuşlu virajları ne kadar çok sevdiğimizi anlatamam. Bir ara yokuşla cebelleşirken arkamı bir döndüm gençler yok. Başladım beklemeye. 3-5 dk sonra endişelendim tam geriye dönmeye başladım bir minibüs. :D
 Gençler otostop çekmiş yanlış hatırlamıyorsam antepli bir aile ''bizede macera olur'' diyerek bizim gençleri almış.

 Araba zaten full insan dolu ama dememişler ay yerimiz yok niye alıcam diye. Biz hariç iki bayan üç çocuk bir şöför abi artı bunlara üç kişi üç bisiklet ve daha daha ağır yükler...

 Bizim için yollarını uztan güzel aileyle kuşadasının girişine kadar  sohbet muhabbet geldik. Sıra önceden iletişime geçtiğimiz Murat kardeşimizle buluşmaya geldi. O bize o gecelik kamp yeri iöin rehberlik edecekti. Sonra bizi evlerine davet etti. Sağolsun anneciği o kadar güzel yemekler yapmış ki. Sıcak bir ev, sıcak bir yemek, bir o kadar sıcak insanlarla muhabbet. Yemekten sonra birgün sonra izliyeceğimiz rotanın planlarını yapmayla uğraştık. Gece biraz geç yattık ama sabaha erkenden yola koyulmalıydık.

 

 Bu arada Mehmet hocamda bir otel bulup ertesi gün izmire döneceğini ve ilk işi bisikleti yenileyip daha uzun yollara koyulacağını söyledi. Bizde azmini ve isteğini taktir ettik  ve destekledik. Henüz başka turda buluşma şansımız olmadı.
 İlk günün sonu ve GPS verisine göre toplamda 123 km yol yaptık.
 Darısı bir sonraki güne. ;)




                                                    İkinci gün için Tıklayın